Türkiye'nin ilk oyuncak müzesi olan ‘Ankara Oyuncak Müzesi’, 1990’dan bu yana her yaştan ziyaretçiyi ağırlamaya devam ederken AÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Müze Müdürü Doç. Dr. Ceren Güneröz, “Ankara’da daha çok sokaktaki oyunlara eşlik eden oyuncaklar var, yani başkent sokak kültürünü tornetlerle, topaçlarla, ceviz fırıldaklarla yansıtıyor” dedi.
Kurulduğu günden bu yana pek çok oyuncağa ev sahipliği yapan Türkiye’nin ilk resmi oyuncak müzesi ‘Ankara Oyuncak Müzesi’ küçük büyük binlerce kişi tarafından ziyaret edilmeye devam ediliyor. 20 Nisan 1990 tarihinde, Ankara Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Bekir Onur tarafından kurulan müze, yapılan bağışlarla birlikte bugün yerli ve yabancı yaklaşık 7 bin oyuncağa ev sahipliği yapıyor.
TÜRKİYE'NİN İLK OYUNCAK MÜZESİ
AÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi ve Müze Müdürü Doç. Dr. Ceren Güneröz Türkiye'nin ilk oyuncak müzesi olan Ankara Oyuncak Müzesi ile ilgili şunları paylaştı;
“Ankara Oyuncak Müzesi, 20 Nisan 1990 tarihinde Prof. Dr. Bekir Onur tarafından kuruluyor. Burası resmi olarak kurulan ilk oyuncak müzesi. Her yaş grubundan ziyaret alıyor. Çocuklar için deneyim, yetişkinler içinse nostalji oluyor. Müzede yaklaşık 7 bine yakın parçamız bulunmakta. Koleksiyonerler de bağış yapabiliyor, herkes bağışçı olabiliyor, envanterimiz ise iki yılda bir yenileniyor. Böyle olunca gelen ziyaretçi grubu tekrar tekrar gelip farklı şeyler görebiliyor. Müzede en eski oyuncağımız 1870’li yıllara ait bir Pazar Yeri Panoroma’sı. Bir figür seti ancak zamanında çocuklar için de oyuncak olarak kullanılmış. Deve kemiğinden bile oyuncak var.
Oyuncakların tarihçesi, oynanış şekli ve menşeli hakkında araştırma yaptık ve bunun sonucunda oyuncak haritası çıkardık. Türkiye’nin neredeyse her yerinden oyuncağımız var. Öte yandan, dijital teknolojilerin ne kadar yaygınlaştığının bilincindeyiz. Bu yüzden biz de müzeye ait bir ‘mobil müze’ uygulaması geliştirme aşamasındayız. Yakın zamanda özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz artırılmış gerçekliği kullanarak kendi başlarına cep telefonlarından bir oyuncağın hikâyesine erişebilecekler.''
''GEÇMİŞ- GELECEK BİR ARADA''
Müzede geçmiş ve geleceği bir araya getiren pek çok oyuncak olduğunu ifade eden Güneröz ''Müzeler, insanların geçmiş, bugün ve geleceğin bağlantısını kurabilecekleri yerlerdir. Oyuncak Müzesi olarak bunu sağlamaya talibiz. Çünkü biz de ABD yapımı uzay filminin figürleri de var, tokmaklı kağnı da var. Çok farklı kültürlerin etkileşimini barındırıyor. Anadolu’da her türlü materyalden oyuncak üretilmiş. Hiçbir malzeme ziyan edilmemiş, her materyal ya bir oyuncağa ya da bir oyun objesine dönüştürülmüş. Örneğin, İç Anadolu Bölgesi’nde ve Ankara özelinde yaygın olan geleneksel oyuncaklarımız var. At Pazarı’nda üretilen oyuncaklar dikkat çekiyor. Beypazarı’na özgü telden arabalar var. Öte yandan Ankara’da daha çok sokaktaki oyunlara eşlik eden oyuncaklar var, yani başkent sokak kültürünü tornetlerle, topaçlarla, ceviz fırıldaklarla yansıtıyor. 1940’lara ait topaçlarımız bile bulunuyor. Ankara’da daha çok doğal malzemenin oyuncağa çevrildiğini görüyoruz.” dedi.